Küçük bir kasabada küçük bir kız yaşarmış. Bu kız doğduğu anda anne ve babasını kaybetmiş. Anne ve babasından mahrum bir şekilde büyümek zorunda kalan bu küçük kız, zor şartlar altında büyümeye başlamış. Birçok imkânsızlığı içerisinde barındıran bir yaşam ile karşı karşıya kalan bu kız, anne ve babasını hiç bilemeden bu hayata tutunmaya çalışmış. Onu belli bir yaşa kadar getiren kişiler, onu kendi halinde bir yaşam mücadelesi vermek zorun kalmışlar.
Yaşadığı kasabada daha küçük yaşlarda kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalan bu küçük kız kendinden emin adımlarla yoluna devam etmiş. Kimseye muhtaç olmadan büyük bir yaşam mücadelesi içerisinde yer almış. Belli bir süre, bu şartlarda yaşamaya devam etmiş. Fakat aradan zaman geçtikçe zorlu şartların altında ezilir duruma gelmeye başlamış bu küçük kız. Ellerini açmış ve dualar etmiş. Bu zor durumdan kurtulabilmek için Allah’tan kendisine yardım etmesini istemiş.
Rutin yaşamına aralıksız bir şekilde devam ediyorken kaşananın dışında yer alan nehre doğru yürümeye başlamış. İçinde bulunduğu bu durumdan kendini kurtarmak için biraz rahatlamaya ihtiyacı varmış. Doğa ile iç içe olmak her zaman ona iyi geliyormuş. Gün batmadan nehre doğru yaklaşmış. Su, her zamanki berrak ve insanın ruhunu dinlendiren hali ile şırıl şırıl akıyormuş. Çimlerin üzerine uzanmış ve suyun sesini dinlemeye başlamış.
Zaman su misali akıp gidiyormuş. Küçük kız, sırtını bir ağaca yaslamış ve gözlerini kapatmış. Gün batmış ve gece üzerine doğmuş. Ay, ışığını küçük kızını olduğu yere yansıtmış ve akıl almaz bir şekilde bir yıldız yağmuru başlamış. Yıldız Yağmuru Perisi ortaya çıkmış ve küçük kızın içinde bulunduğu bütün zorlu şartların ortadan kalktığını haber vermiş. Böylelikle küçük kız adeta yeniden doğmuş gibi yepyeni bir hayata adım atmış.