Çok uzaklarda yeşillikler içerisinde oldukça güzel bir ülkede hep bir prens ve prenses yaşarmış. Birbirlerini çok ama çok severlermiş. Sürekli olarak birlikte zaman geçirirlermiş. Hayatları o kadar mutluymuş ki birbirlerinden başkasını gözleri görmezmiş. Sürekli olarak eğlenirler, gülerler ve mutlu bir şekilde yaşarlarmış. Sonsuza dek birbirlerinden ayrılmamayı istiyorlar ve birbirlerini sevdiklerini sürekli olarak söylüyorlarmış.
Kötü niyetli adamlar ise etraflarında gizlice barınıyormuş. Mutluluklarını kıskanan kötü kişiler çeşitli planlar yapıyorlarmış. Onları üzmek için bir şeyler yapmak istiyorlarmış. Mutluluklarını bozacak ve onları birbirinden ayıracak bir şeyler yapmak için çaba harcıyorlarmış. Planlarını yapmışlar. Prensesi kaçırıp onu prensten ayırmayı planlamışlar. Uzak bir yere kaçırıp onu hiç bulamamasını amaçlamışlar. Gece karanlığında bu planlarını uygulamaya sokmak konusunda anlaşmışlar.
Gece saatlerinde prenses mutfağı su içmeye gittiğinde, kötü adamlar onu hemen bayıltmış. Onu hemen evden dışarı çıkarıp prens duymadan bir araca bindirmişler. Çok uzak bir köye götürmüşler. Prens sabah uyandığında prensesin yanında olmadığını görmüş. Ne yapacağını şaşırmış. Yardımcılarına sormuş. Kimse prensesi görmediğini söylemiş. Sonra prensesi kaçıran ve aynı zamanda evde bahçe işlerini yapan çalışanın olmadığını fark etmiş. Hemen onun nerede olduğunu sormuş. Herkes onu da görmediklerini söylemiş. Prens şüphelenmeye başlamış.
Korumalarına derhal emir vermiş. Prensesi ne olursa olsun bulmalarını emretmiş. Kendisi de aramalara katılmış. Bir gün sonra prensesin kaçırıldığı köyde bir köylü durumu fark etmiş. Hemen prense haber vermek için yola koyulmuş. Durumu prense anlatmış. Bunun üzerine prens ve adamları hemen köye gitmişler. Prensesin saklandığı evi bulmuşlar. Prensesi kurtarmışlar. Sonrasında ise prensesi kaçıran bahçıvan ve 2 arkadaşını aramaya başlamışlar. Onları da kısa bir süre sonra yakalamışlar.
Prensesi kaçıranları prens sorguya almış. Bunu neden yaptıklarını sormuş. Korkudan titreyen adamlar kekeleyerek çok mutluydunuz, sizi kıskandık demiş. Prenses: “Siz de mutlu olabilirsiniz, yapmanız gereken tek şey kendiniz ile barışık olmanız.” demiş. Prensesin bu lafı üzerine kötü niyetli olmaktan vazgeçmişler ve daima iyi insan olmak için söz vermişler.