Pelin bir gece rüyasında perileri görmüş. Birbirinden güzel beş peri Pelin’i rüyasında ziyaret ederek ona tılsımlı bir kolye vermiş. Pelin uyandığında bu kolyeyi yastığının altında bulmuş. Rüya gördüğünden emin olan Pelin bir türlü kolyenin oraya nasıl geldiğini çözememiş. Bunun tılsımlı bir kolye olduğunu kabul etmekten başka çare yokmuş.
Periler rüyasında Pelin’e ihtiyaç duyduklarında bu kolye ile ona ulaşacaklarını ve kolyeyi taktığında Pelin’in periler diyarına gelebileceğini söylemişler. Günlerden bir gün kolye renk değiştirmeye ve büyülü bir biçimde ışıldamaya başlamış. Pelin, perilerin kendisine ihtiyaç duyduklarını ve periler diyarına gitmesi gerektiğini anlamış. Pelin hemen vakit geçirmeden kolyeyi takarak büyülü bir yolculuğa başlamış.
Kolyenin tılsımı ile periler diyarına gelen Pelin orada çok güzel karşılanmış. Periler ona dünyadan getirdikleri bir çiçek konusunda danışmak istiyorlarmış. Bu çiçek peri diyarının havasını temizleyen bir çiçekmiş. Ancak dünyaya ait olduğu için periler diyarında tazeliğini kaybetmiş ve sararmaya solmaya başlamış. Periler Pelin’e bu çiçeği evine götürmesini ve gerekli bakımlarını yapmasını söylemişler.
Pelin çiçeği de alarak evine geri dönmüş. Annesine bu çiçeğin bakımı hakkında danıştıktan sonra çiçeğe bir güzel bakmış. Kısa sürede kendini toplayan ve eski sağlığına kavuşan çiçek artık periler diyarına gitmeye ve oradaki havayı temizlemeye hazırmış. Pelin kolyesini takarak periler diyarına yolculuğa çıkmış.
Periler Pelin’i büyük bir mutluluk içerisinde karşılamışlar. Pelin onlara yeniden hayata tutundurduğu çiçeği vermiş. Çiçeğin periler diyarına gelmesi ile periler diyarının havası hemen değişmiş. Periler Pelin’e çok teşekkür ederek onu mükellef sofralarda ağırlamışlar. Pelin’e ne zaman kendisinin de perilere ihtiyaç duyarsa onlardan yardım alabileceğini belirtmişler.
Pelin iyilik yapmanın huzuru ve mutluluğu içerisinde evine geri dönmüş.