Nasreddin Hoca çok bilgili herkesin sevip saydığı bir adammış. Bütün ahali hocanın sözünün üstüne söz etmezken hanımı ise hocayı hiç dinlemez ve hep onu kızdıracak şeyler yaparmış. Nasreddin Hoca bir gün artık bu duruma dayanamaz olmuş. “Hanım bak ben ne desem sen tersini yapıyorsun. Bu böyle olmaz. Halkın içinde de benim sözümün üstüne söz söylüyorsun itibarıma zarar veriyorsun.” demiş.
Hocayı kızdırmayı adeta görev bilen hanımının bir kulağından girmiş diğer kulağından çıkmış hocanın sözleri. Günler günleri kovalamış ve hocanın hanımının davranışlarında bir değişiklik olmamış. Yine herkesin içinde hocayı terslemeye devam etmiş. Bu duruma artık bir son vermek isteyen hoca da plan yapmış.
“Hanım ben çok hastayım doktor çok az ömrüm kaldığını söyledi.” diyerek yatağa girmiş. Çok da güzel hasta numarası yapıyormuş. Hocanın öleceğini öğrenen hanımı yaptıklarından çok pişman olmuş. Hocanın başında hiç durmadan ağlıyormuş. Nasreddin Hoca: “Hanım bak ölüp gidiyorum bana çok çektirdin pişman mısın gel helalleşelim.” demiş. Zaten çoktan pişman olmuş hanımı: “Hoca çok pişmanım hem de keşke sen iyileşsen de ben bir daha hiç konuşmasam, seni hiç üzmesem.” demiş.
Nasreddin Hoca’nın da beklediği sözler buymuş. “Sen hele bir dua et, yemin et beni bir daha üzmeyeceğine, terslemeyeceğine belki Allah canımı bağışlar iyileşirim.” demiş. Hanımı hemen “Allah’ım yemin ediyorum bir daha asla hocayı hiç üzmeyeceğim, onu terslemeyeceğim, yeter ki kocam yaşasın.” diye dua etmiş. Bu sözlerin üzerine hoca hemen yataktan çıkmış. “Hanım gördün mü bak duan kabul oldu, iyileştim.” demiş. Hanımı hocanın numara yaptığını anlamış anlamasına ama Allah’a söz verdiği ve yemin ettiği için bir daha Nasreddin Hoca’yı asla terslememiş ve üzmemiş.