Yemyeşil bir ormanın içerisinde küçük bir köyde yaşayan Yusuf çok meraklı ve akıllı bir çocukmuş. En çok sevdiği şey dedesi ile vakit geçirmekmiş. Dedesi ona hikayeler anlatır, Yusuf da bu hikayeleri can kulağıyla dinlermiş. Bir gün dedesi Yusuf ‘a çok özel bir hikaye anlatacağını söylemiş. Yusuf bu sefer hikayeyi çok daha fazla merak etmiş. Dedesi bu hikayede Allah’ın insanlara vermiş olduğu en büyük hediyeden bahsedeceğini söylemiş Yusuf’a.
Başlamışlar dede torun hikaye zamanına. Dedesi zamanın birinde uzak bir diyarda yaşayan bir çocuktan bahsetmeye başlamış. Bu çocuğun adı Salih’miş. Salih ailesine yardım etmeyi seven, insanlara karşı çok saygılı ve iyi kalpli bir çocukmuş. Bir gün köydeki yaşlı bir adam ona bir sırdan bahsetmiş. Bu sır eğer kalbini temiz tutarsan ve insanlara iyilik yaparsan Allah’ın sana güzel bir hediyesi olur şeklindeymiş.
Bu sözleri hiçbir zaman aklından çıkarmayan Yusuf her gün insanlara yardım etmek için çabalamış. Yaşlılara yardım etmiş. Arkadaşları ile oyun oynadığı zamanlarda her zaman adil biri olmuş. Her gece uyumadan önce dualar etmiş ve daima şükretmiş.
Aradan zaman geçmiş ve Yusuf bir rüya görmüş. Rüyasında Allah’tan beklediğin hediye senin içinde diye söylemişler ona. Yusuf içinde inanılmaz bir huzur ve mutluluk ile uyanmış. Anlamış ki en büyük hediye kişinin mutlu ve huzurlu olmasıymış. Bu günden sonra Yusuf temiz kalbini hiçbir şeyin bozmasına izin vermemiş ve yapmış olduğu iyilikleri her geçen gün biraz daha artırmış. Kimin neye ihtiyacı varsa her zaman yetişmeye çalışmış.
Günler geçmiş ve zaman akıp gitmiş. Yusuf büyümüş ve koca bir adam olmuş. Yaptığı tüm iyilikler ile herkes tarafından sevilen ve saygı duyulan bir kişiymiş artık.
Formun Üstü
Formun Altı