Zamanın birinde dağların derinliklerinde cücelerin yaşadığı gizli bir diyar varmış. Bu diyarın adı Işıklı Mağara’ymış. Burada yaşayan cüceler mutlu bir hayat sürmektelermiş. Mağaranın tavanından sarkan ve tüm cüce diyarını aydınlatan bir ışığa sahiplermiş. Bu ışık burada yaşayan cücelere yaşam sevgisi ve huzur veriyormuş.
Köyün en yaşlısı olan bilge cüce, tüm cüceleri bir araya toplar ve onlara huzuru korumanın ne kadar önemli olduğu konusunda konuşmalar yaparmış. Günlerden bir gün diyarın tüm ışığı kaybolmuş. Cüceler ne yapacaklarını bilmez bir haldelermiş. İçlerinden en cesur olan cüceyi ışığı geri getirme konusunda görevlendirmişler ve mağaranın dışına çıkarmışlar.
Cesur cüce tüm cesaretini toplayarak mağaranın dışında araştırmalar yapmaya başlamış. Kaybettikleri ışığı neden kaybettiklerini anlamaya çalışmış. Zorlu ve tehlikeli olaylar başından geçmiş. Mağaranın en üst noktasında bulunan ve ışıklarının mağaranın içerisine girmesini engelleyen bir dev ile karşılaşmış. Dev koca cüssesi ile ışığı kapatıyor ve mağaraya ışığın girmesine engel oluyormuş. Cesur cüce devi bulunduğu yerde nasıl kaldıracağını düşünmüş. Devin dikkatini çekecek ve bulunduğu yerden kalkmasını sağlayacakmış.
Ormandan bir sürü ateş böceği toplayarak yanında getirdiği kavanoza doldurmuş. Gece karanlık bastırdığında deve yaklaşarak kavanozun kapağını açarak tüm ateş böceklerinin etrafa yayılmasını sağlamış.
Birden bire bir süre ateş böceğini gören koca dev ne yapacağını bilememiş. Korku ve panikle bulunduğu yerden kalkarak ormanda koşmaya başlamış. Işığın önünden çekilmesi ile mağara yeniden aydınlık ve parlak günlerine kavuşmuş.
Cesaret koca devleri küçük cüceleri yenmek için en büyük silahmış. Cesur cüce keyifli bir şekilde mağarasının yolunu tutmuş. Mağaranın girişinde tüm cüceler cesur cüceyi karşılamak için bekliyormuş. Cesur cüceyi büyük bir şölenle karşılamışlar ve mutlu huzurlu yaşamlarına kaldıkları yerden devam etmişler.
Formun Üstü
Formun Altı